BuchHafen Berlin isimli bağımsız kitapevimiz 2016 yılında Schillerkiez’te açıldı. Geçmişte akademik işlerle uğraşmış, yani ne kitapçılık mesleğinin eğitimini almış ne de bu mesleği icra etmiş olmamız, belki de bizi şehirdeki diğer kitapevlerinden biraz farklı kılıyor. Tabii bizi farklı kılan bir diğer faktör de hem Türk-Alman edebiyatına hem de İngilizce ve Almanca tercümeleri ile Türk edebiyatına ve Türkiye hakkında kitaplara yer vermemiz. BuchHafen’a uğradığınızda ayrıca Alman, İngiliz/Amerikan ve Dünya edebiyatının seçkin eserleri arasında keyifli bir yolculuğa çıkabilir, ya da felsefe, siyaset, sosyal ve insani bilimler kitaplarından oluşan “teori” köşemizde derin mevzulara dalabilirsiniz. Üstelik koleksiyonumuzda az sayıda da olsa çocuk kitapları, özellikle müzik, sinema ve diğer sanat dalları üzerine genel kültür kitapları, resimli roman uyarlamaları ve ikinci el kitaplar da yer almakta. İlginizi çeken kitabı özgürce karıştırırken rahat koltuklarda yorgunluğunuzu dindirme imkânı da cabası!
Kitapevimizin sadece geçim kaynağımız olmanın ötesine geçerek aynı zamanda sosyal, kültürel hatta siyasi işlevlere de sahip olmasını istiyor ve umuyoruz. Örneğin, ana amaçlarımızdan biri modern/çağdaş Türk edebiyatının belli başlı eserlerini Berlinli okurlara tanıtmak ve sevdirmek. Ama gönlümüzde yatan asıl aslan, zamanla BuchHafen’ın birbirine benzer görüş ve ilgi alanlarına sahip kitapseverlerin biraya geldiği ve böylelikle mahallemizde müşterek bir değer ya da “ortak zenginlik” yaratıldığı bir yer haline gelmesi.
Şehrimizi giderek kıskacına almakta olan neoliberalleşme süreçlerinin ve özellikle markalaşma/pazarlama yöntemlerinin gözünü tam da sıradan Berlinlilerin yaşadıkları ya da çalıştıkları mahallelerde yarattıkları müşterek artı-değerlere diktiğinin farkındayız. Bunun sonucunda “hipsterlaşma” ve finans/emlak spekülasyonunun yerinden yurdundan etme ve “mülksüzleşme yoluyla birikim” süreçlerine yol açtığına tanık oluyoruz. Bu nedenle, kitaplara olan tutkumuzun peşinde koşarken, bizim de ne yazık ki Schillerkiez’te ister istemez bir parçası olduğumuz kentsel dönüşüm ve mutenalaştırma süreçlerini görünür kılmayı ve kitapsever dostlarımızla birlikte bu süreçlerden mümkün mertebe kaçma yollarını geliştirmeyi amaçlıyoruz. Diğer bir deyişle, bir nebze de olsa ortak zenginlik kurmayı ve şehir hakkımızı savunmayı umut ediyoruz. Özetle, özellikle dar gelirli mahalle sakinlerini dışlayan ve yerinden eden mekanizmaları (ve tabii kendi oynadığımız rolü de) tartışmak, daha iyi anlamak ve bu süreç karşısında ortak bir tavır almak hatta harakete geçmek istiyoruz. Bu yüzden yolunuz bu tarafa düşerse sizinle bu konular üzerine kafa yormayı çok isteriz!BuchHafen Berlin isimli bağımsız kitapevimiz 2016 yılında Schillerkiez’te açıldı. Geçmişte akademik işlerle uğraşmış, yani ne kitapçılık mesleğinin eğitimini almış ne de bu mesleği icra etmiş olmamız, belki de bizi şehirdeki diğer kitapevlerinden biraz farklı kılıyor. Tabii bizi farklı kılan bir diğer faktör de hem Türk-Alman edebiyatına hem de İngilizce ve Almanca tercümeleri ile Türk edebiyatına ve Türkiye hakkında kitaplara yer vermemiz. BuchHafen’a uğradığınızda ayrıca Alman, İngiliz/Amerikan ve Dünya edebiyatının seçkin eserleri arasında keyifli bir yolculuğa çıkabilir, ya da felsefe, siyaset, sosyal ve insani bilimler kitaplarından oluşan “teori” köşemizde derin mevzulara dalabilirsiniz. Üstelik koleksiyonumuzda az sayıda da olsa çocuk kitapları, özellikle müzik, sinema ve diğer sanat dalları üzerine genel kültür kitapları, resimli roman uyarlamaları ve ikinci el kitaplar da yer almakta. İlginizi çeken kitabı özgürce karıştırırken rahat koltuklarda yorgunluğunuzu dindirme imkânı da cabası!
Kitapevimizin sadece geçim kaynağımız olmanın ötesine geçerek aynı zamanda sosyal, kültürel hatta siyasi işlevlere de sahip olmasını istiyor ve umuyoruz. Örneğin, ana amaçlarımızdan biri modern/çağdaş Türk edebiyatının belli başlı eserlerini Berlinli okurlara tanıtmak ve sevdirmek. Ama gönlümüzde yatan asıl aslan, zamanla BuchHafen’ın birbirine benzer görüş ve ilgi alanlarına sahip kitapseverlerin biraya geldiği ve böylelikle mahallemizde müşterek bir değer ya da “ortak zenginlik” yaratıldığı bir yer haline gelmesi.
Şehrimizi giderek kıskacına almakta olan neoliberalleşme süreçlerinin ve özellikle markalaşma/pazarlama yöntemlerinin gözünü tam da sıradan Berlinlilerin yaşadıkları ya da çalıştıkları mahallelerde yarattıkları müşterek artı-değerlere diktiğinin farkındayız. Bunun sonucunda “hipsterlaşma” ve finans/emlak spekülasyonunun yerinden yurdundan etme ve “mülksüzleşme yoluyla birikim” süreçlerine yol açtığına tanık oluyoruz. Bu nedenle, kitaplara olan tutkumuzun peşinde koşarken, bizim de ne yazık ki Schillerkiez’te ister istemez bir parçası olduğumuz kentsel dönüşüm ve mutenalaştırma süreçlerini görünür kılmayı ve kitapsever dostlarımızla birlikte bu süreçlerden mümkün mertebe kaçma yollarını geliştirmeyi amaçlıyoruz. Diğer bir deyişle, bir nebze de olsa ortak zenginlik kurmayı ve şehir hakkımızı savunmayı umut ediyoruz. Özetle, özellikle dar gelirli mahalle sakinlerini dışlayan ve yerinden eden mekanizmaları (ve tabii kendi oynadığımız rolü de) tartışmak, daha iyi anlamak ve bu süreç karşısında ortak bir tavır almak hatta harakete geçmek istiyoruz. Bu yüzden yolunuz bu tarafa düşerse sizinle bu konular üzerine kafa yormayı çok isteriz!